Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Yahya Kemal Beyatlı
Her mezar taşı, sahibinin kendi hikâyesini anlatır aslında. Bizim anlam yüklememize gereksinim duymadan verir mesajını. Sonuç hep aynı da olsa farkları vardır bu mesajların. Ayrıca sahibinin yanı sıra, zamanı ve zaman içinde yaşanan olayları, kazandıkları zafer ve tarihleri, statüleri, bu arada dertleri, korkuları, inançları, geride bıraktıkları bölge insanının duygu ve düşünceleri hakkında da birtakım bilgiler sunar 1 . Yahya Kemal, ne zaman memleketin nüfusundan söz edilse ölüleri de hesaba katmak gerektiğini söylermiş. Haklıdır. Coğrafya, üzerinde yaşayanlarla karıla karıla vatanlaşır. Mezarlar ve mezarlıklar, aslında bu sancılı vatanlaşma macerasının somut şahitleridir. Her mezar, bu toprağa basılmış bir mühür ve tarihe düşülmüş bir not olarak görülmelidir. “Mezar taşları”, sadece mezarda yatanın kimliğine değil, bir medeniyete, bir var oluşa da şahitlik eder. Bu bakımdan mezarlıkları yok etmek, nüfus kayıtlarını silmek gibi, ancak istilacılara yaraşır bir barbarlıktır, soykırımdır.
Zira zamana direnen, ancak biraz da boynu bükük duruşlarıyla bugüne merhaba diyen mezar taşlarını ayak izleri gibi takip etmek suretiyle bir kültürün yaygınlığı hakkında açık fikir edinmek mümkündür. Anadolu’nun hemen hemen bütün mezarlıklarının, bugüne taşıdıkları bilgiler açısından insanlık tarihinde benzersiz olduğu bilinen bir gerçektir. Yukarıda dediğimiz gibi, mezar taşlarının dilini bilen biri, üzerinde hiçbir yazılı kayıt olmasa bile, süslemelerinden, üzerindeki damga ve sembollerden, motiflerden vb. hem sahibinin, hem de yaşanan devir hakkında şaşılacak zenginlikte bilgiler bulur.
Bu memleketin gerçek tapusu mezarlıklarıdır. Bizi biz yapan değerlerin en önemlilerinden birisidir mezarlıklarımız. Bizim için mezarlıklar başka bir iklimin coğrafyasıdır, bir kütüphanedir, bir inziva yeridir. Mezarlıklar, şairin deyişiyle “âsûde bir bahar ülkesi”dir.
Not: Geleneksel kültürümüzde çok sık kullanılan ve karşılaşılan fakat bugün pek çok kişi tarafından bilinmeyen, rind, zahid ve takva ehli insanlar vardır.. Rind tipi insanlar, zamanla olgunlaşacağı, yaşadıkça çevresindeki olaylar ve insanlara karşı daha hoş görülü, elinden ve dilinden diğer insanlara zarar gelmeyen, sabırlı ve her şeye kızmayan ve parlamayan birey demektir. Rindler gönül zengini ve gönül ehli insanlardır.
1 H. Yurttaş, “Erzurum’daki Mezar Taşlarından ve Vakfiyelerden Birkaç Örnek”
Kumsal Hanım dediğiniz gibi gömüt taşları kişilerin ve tabi ulusların geçmişi hakkında bilgi verir. Merakım şu ki bu gömüttaşı değişimi ne zaman, nasıl, neden olmuş? Bir bilgi var mı?